25 Ekim 2012 Perşembe
"İftiracılar Kim ...?"
Daha dün gibi...
Yapılan transferleri dün yapılmış gibi hatırlıyorum.
Seriç'ler,
Tabata'lar,
Ailton'lar,
Higuain'ler
Daha fazla sayıp da sinirlerimizi zıplatmayalım.
Kimler geldi, kimler geçti.
Hepsi de yükünü doğrulttu ve gitti.
Ama hiç birisi Quaresma kadar hem cenneti hem de cehennemi yaşatmadı Beşiktaşlılara.
Kabul edelim
Belki de Beşiktaş'a gelen en fantastik futbolcu Quaresma.
Bir o kadar da vurdumduymaz.
Önce günahlarını sayalım isterseniz.
Kendini kabul ettirir ettirmez öncelikle kendine partner seçmeye çalıştı.
Bobo'ya, Nobre'ye, Holosko'ya pas vermedi.
Nihat'ı bile çıldırttı, futbolu bırakmasında az da olsa payı vardır.
Kendi hegemonyasını kurmak istedi.
Almeida'ya çalıştı sürekli.
Zaten Beşiktaş geçtiğimiz yıl başarısız olduysa belki de en büyük paya Almeida sahip.
Sadece oynadığı derbi maçlarındaki performansına bakınız, kazandırdığı tek bir maçı hatırlamaya çalışınız.
Yanlış ata oynadı yani Quaresma.
Aynı hatayı şimdi de yönetim devam ettiriyor, Almeida'ya oynuyor!
Sonra Fernandes ve Simao ile yeterince anlaşamadı, herkesin dilindeki Q7 ve çetesinin içinin boş olduğunu gösterdi.
Memleketine gitti, saç ektirdiği için aylarca sonra simsiyah kafası ve göbekli vücudu ile döndü.
Kendi getirdiği stajyer hocayı sallamadı.
Bunlar günahları.
Ama bir de sevapları var.
Takımın gerçek yıldızı ve en etkili silahı idi.
Ne yazık ki kendisi bile nasıl oynaması gerektiğini bilmiyor.
Zaten bilse ya da kendisinden yararlanabilecek bir hocanın eline düşse Ronaldo'yu yedek bırakır.
Bu durumda bile geçtiğimiz yıllarda attığı gollerin ve yaptığı asistlerin çetelesini isteyen tutabilir.
Demem o ki Quaresma şu anda liglerimizdeki en iyi futbolcu.
Bakmayın siz yönetimin tu kaka muamele yaptığına.
Yıllık 2.5 milyon Avro'ya düşse Katolik nikahı yapacak yönetim kendisiyle.
Ama "edinilmiş haktan" feda edilmesi istenilirse ve kabul etmezse bu "kötü çocuk" olduğu manasına gelmez ki.
Zaten ne zaman "Feda" lafını duysam cinlerim tepeme geliyor.
Beşiktaş gibi bir kulübün çalışanlarının maaşına muhtaç olmasını kabullenemiyorum.
Bu biraz da milyon dolar borcu olan bir babanın, çocuğunun kumbarasını tırtıklamasına benziyor.
Artık borcunun ne kadarını ödeyebilirse.!
Eğer yönetim Quaresma krizini iyi yönetebilseydi en az 8-10 puan daha fazla toplardı.
Sadece buradan edineceği kazanç bile "Feda"dan kazandığını kat kat geçerdi.
Çingene pazarlığına döndü iş, artık kusasım geliyor bu konuyu duyunca.
Dünyanın neresinde görülmüş edinilmiş bir haktan feragat etmediğinizde dışlanmak?
Hanginiz maaşınızın düşürülmesini kabul edersiniz?
Eğer başka yerde aldığınızın maaşın yarısını bile alamayacağınızı düşünüyorsanız elbette ki indirim yaparsınız.
Bobo ve Nobre Beşiktaş'ta ne kazanıyorlardı, şimdi ne kazanıyorlar?
Beşiktaş'ta iken yüzüne bakmadıkları paranın yarısına Anadolu'da fellik fellik kulüp aradılar.
Şimdi Holosko "Feda" mı yapmış oluyor?
Sözleşmesinin bitimine 1 yıl kalmışken tekrar 3 yıla çıkardı hazretleri.
Tabii toplamda daha fazla kazanarak.!!!
Öte yandan;
Ahmet Nur Çebi'ye sorulan tuzak sorulardan da fena halde işkillendim.
Kendisi nazik bir şekilde sorulara cevap vermeye çalışırken içine düştüğü durumu anlayamadı.
Belki de gelecekte Beşiktaş Başkanı olabilecek bir yöneticinin daha dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum.
Kendisi sorumlu bir yönetici ve Beşiktaş'ı temsil ediyor.
Kendisinin yerinde olsam bu soruların altında bir komplo olup olmadığını araştırırdım.
Kaldı ki sorulara verdiği cevaplar yanlış değildi.
Yanlış olan bu tür tuzak soruların sorulmasına müsaade etmesi idi.
Yıllar öncesinden bir fotoğraf hatırlıyorum.
Engin Verel Lille'de oynarken çekilmişti bu fotoğraf.
O fotoğrafta Engin Verel soyunma odasında gayet "sivil" bir vaziyette zamanının Fransa Başbakanı ile tokalaşıyordu, sol eliyle de malum yerini gizlemeden...!
Hem de gazeteciler resimlerini çekerken
Ecnebilerle hamamda, saunada karşılaşıyoruz bazen.
Adamlar gayet doğal, anadan üryan ortalıkta öylecene dolaşıyorlar.
İddiasına girerim, ligimizde koşturan tüm yabancı futbolcular da böyle davranıyorlar.
Öyle ise bu Quaresma'yı "itibarsızlaştırma" projesi de ne ola ki?
Hadi Quaresma neyse de Süreyya'dan ne istediniz?
Zaten şu futbolcuyu "bıktırma" taktiklerinden de fena halde sıkılmış durumdayım.
Zaten başarılı olduğunu da hiç görmedim.
Ferrari meselesine gelirsek, ben de Ferrari'nin Fenerbahçe maçında kasıtlı davrandığını düşünüyorum.
Şike yaptı veya Beşiktaş'tan tazminatını da alarak kestirmeden gitmek istedi.
Artık hangisi ise.
Zaten kendisinin transfer edilmesini hiç anlayamamıştım.
Bu da Mustafa Denizli'nin bir kazığı olmuştu kendisine.
Elinde Sivok'tan daha iyi bir Zapotocny varken ısrarla istemişti Ferrari'yi.
Hem de ilk defa bonservis ödettirerek.
Bu arada eğer Beşiktaş memleketinden geç dönen, antrenmanlara bile gelmeyen ve sonra da ülkesine kaçan bir futbolcuya bile mahkeme kaybedip tazminat eödüyorsa vah Beşiktaş'ın haline
Son olarak İsmail Köybaşı ve Pektemek'in takıma dönmesi ve yapılacak bir iki transferle Beşiktaş'ın yine hak ettiği yerlere geleceğini düşünüyorum.
Keşke Aybaba biraz daha hazırlıklı gelseydi takımın başına.
Escude veya Uğur Boral yerine ilerde yararlanabileceği gençleri monte edebilseydi takıma.
Bakmayın siz G.Saray'ın transferlerine.
Braga'ya yenilen, 10 kişi kalan Rumen liginin dokuzuncusunu bile yenemeyen bir G.Saray'a nal toplatırdık.
O yüzden "fakir edebiyatı" yapmak çok saçma geliyor açıkçası.
Sahiden;
Bu yıl G.Saray ve F.Bahçe yerine bir Anadolu kulübü şampiyon olursa nasıl ödeyecekler transfer ettikleri futbolcuların parasını?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder